ender erdemil
CHP’nin yeni Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, Kurultayda herkesi kucaklayacak etkileyici bir konuşma
yaptı. İşsizliği, yoksulluğu ve yolsuzluğu ağırlıklı olarak ele aldığı
konuşmasında, örgütlü toplumdan da söz etti.
Kılıçdaroğlu’nun; işçilerin
belini büken, sendikaları güdükleştiren taşeronlaşma konusundaki sözleri
dikkate değerdi. CHP iktidarında taşeron yanında çalışan işçi olmayacağını
söyleyen Kılıçdaroğlu, hemen düzeltti: “Kamuda
taşeron yanında çalışan işçi olmayacak.” Bu sözden anlaşılması gereken,
kamu kurumlarında taşeronlaşmaya son verilecek. Ya özel sektör? Özel sektör
kuruluşları işletmelerini yine taşeronlar eliyle mi sürdürecekti? Bu konuyu “es” geçti. “Taşeron uygulamasını kaldıracağız. Bunun için yasa çıkaracağız. Herkes
kimin yanında çalıştığını bilecek. Özel sektör artık sendikaya üye oldu diye
işçi çıkaramayacak.” demedi.
Kılıçdaroğlu’na göre; Avrupa
Birliği kaynaklı raporları hazırlayanlar, beş yıldızlı otellerde, yemekli
toplantılarda edindikleri bilgilerle bu raporları hazırladıklarından,
Türkiye’ye karşı çifte standart oluşuyordu. AB raporlarında yer alan, Ermeni
Soykırımı konusunda Türkiye’yi suçlayan bölümler, Doğu ve Güneydoğu Anadolu
Bölgemize Kürdistan adı verilmesi, Kıbrıs konusunda yapılan baskılar, Ege
konusu ve Yuanistan’la ilişkiler konusundaki yaklaşımların Türkiye’ye karşı bir
tutum taşıması hep yanlış bilgilendirilmedendi. Etnik ayrımcılığı körükleyen AB
parlamenterleri ve yetkilileri de hep yanlış bilgilendirilmişlerdi.
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’li
Başbakan olarak Doğu ve Güneydoğu Bölgelerimizde “özelleştirmeleri yapmayacak” Özelleştirmeler konusunda bu
bölgeleri ayırdığına göre, diğer bölgelerde özelleştirmelere devam edecek. Halk
Bankasını, Ziraat Bankasını ve hala özelleştirilmemiş pek çok kamu kuruluşunu
özelleştirecek.
Oysa, işsizliğin ve
üretimsizliğin, esnafın çöküşünün temel nedenlerinden biri, verimli kamu
kuruluşlarının özelleştirilerek çalışanlarının işsiz ve gelirsiz kalmalarıdır.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun
konuşması iyi değerlendirildiğinde, AKP iktidarı döneminde uygulanan pek çok
politikanın uygulanmaya devam edeceği görülüyor. İktidara gelince CHP; bunları
yaparken, toplumun gazını da alacak.
Kılıçdaroğlu döneminde, AB
üyeliği hedefi hız kesmeyecek, ama bu konuda kamuoyunun gazını alacak tedbirler
düşünülecek.
Kılıçdaroğlu döneminde
küresel liberalizmin Türkiye için öngördüğü temel politikalardan vaz
geçilmeyecek. Özelleştirmeler sürdürülecek. Özel sektör, yine taşeronlar eliyle
sendikasız işçi çalıştıracak. Kısaca, AKP’nin yaptığı pek çok şey sürdürülecek.
Türkiye’de sermaye düzeninin egemenliği için çalışılacak. Ama AKP’nin perişan
ettiği yurttaşların da gazı alınarak…
Kılıçdaroğlu’nun Genel
Başkanı olduğu CHP, Rahşan Ecevit’in manevi oğlu olarak bilinen Emrehan
Halıcı’ya CHP rozeti takacak. CHP’nin
mecliste, Anayasa değişiklik paketine “evet” demiş bir milletvekili olacak.
Ender Erdemil, 22 Mayıs 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder